Ne zamandır yazmayı planlasam da elim bir türlü klavyeye gitmedi. Belki zamanım olmadığından belki de gerçekten kendimi tam olarak hazır hissetmediğimden. En son yazdığımda minik bebeğim karnımda ve ‘erken gelme’ provaları yapar haldeydi. Sonra mı ne oldu? …..
34. haftada ben geliyorum, suyum bitti uyarısı yapmaya başlayan ve suyunu artırmak için her gün ananas yemeğe başladığım minik fasulyem 36. Haftada bizi fena korkuttu. 36. Hafta kontrolüne eşimle birlikte gitmeye karar verdik. NST’ye bağlanacağım için hekimime aç mı tok mu geleyim diye sormak için aradım (ki bizim paşa sabahları hareket etmeyi hiç tercih etmediği için hepimizi birkaç kez endişelendirmişti) gayet sakin bir şekilde aç gel; çünkü suyun hiç yoktu sezaryen söz konusu olabilir dedi. Pimpirikli yapısı yüzünden doğum çantasını 32. Haftada hazırlamış olan ben çantayı yanıma almamıştım. NST’ye bağlandık. Hiç hareket etmeyen kuzum bir anda aksiyonun dibine vurmuştu. Cihaza gerek kalmadan karnımın hareketleri onun ne kadar keyfinin yerinde olduğunu göstermeye yetiyordu. Hekimimizde şaşırmıştı. Beni de gayet iyi tanıdığı için normal bir süreç yaşamayacağımıza o da alışmıştı galibaJ Bir de ultrasonla bakalım dedi. Baktığında yeni bir şok bizi bekliyordu. 32. Haftada suyu azalmaya başladığı için beni doğum iznine çıkaran minik sıpam gayet sağlıklı ve suyu olması gerektiği gibiydi.
Anlayacağınız ağzımı yara edercesine yediğim ananaslar sonuç vermişti. Oğlum normal doğumuna fazlasıyla yetecek kadar suya sahipti. Derin bir nefes aldık.
Sonra mı ne oldu?
37. haftayı devirdik. 38. Haftayı devirdik ama bir türlü gelmiyordu. Her arayanın ‘doğurdun mu’ sorusunu sormasından bıkmış, telefonu her açışımda hayır doğurmadım demeye başlamıştım. Erken geleceğim diye ortalığı yıkan minik adamın herhalde keyfi yerindeydi ki bir türlü gelmiyordu. Beni yalancı çoban durumuna düşürmüştü. Arayanlar ‘hala doğurmadın bu hafta tiyatroya gideceğim sakın doğurma’, ‘sınavım var’, ‘bu hafta işlerim var’, ‘bu hafta misafirim var şimdi olmaz’ gibi zaten sinir katsayısı yüksek olan beni çileden çıkaran cümleleri ardı ardına sıralamaya başlamışlardı. Son iki kontrolde her şey yolunda bekleyeceğiz diye beni eve gönderen hekimim bile son kontrolde hala doğuramadın demeye başlamıştı. Bunun nedenini o zaman anlamasam da sonra sağlam bir itiraf geldi. Benim kadar hatta benden daha çok normal doğum yapmamı isteyen hekimim 38. Haftada 3 cm açıklık görünce birkaç güne kadar doğal olarak doğum başlayacağı için beni endişelendirmemek için söylememiş. Peki ne mi oldu? O kontrolün üzerinden geçen 5 günün ardından gittiğim kontrolde açıklık aynı ve herhangi bir sancı olmayınca itiraf etti. Açıklık olmasına rağmen sancım yoktu ve oğlum inatla gelmek istemiyordu.
Hekiminiz sizden çok normal doğum yapmanızı istiyorsa emin olun doğru kişiyi seçmişsiniz demektir!
5. haftadan itibaren her anımda benimle bu süreci yaşayan ve benim kadar; hatta benden daha çok normal doğum yapmamı isteyen hekimim Op. Dr. Ayşe Kara’nın benim için yeri çok büyük. Onun yerinde bir başkası olsaydı emin olun çoktan sezaryen olmuştum. Bir dönem yeter sezaryen olayım bitsin bile dedim. Ama onun cevabı çok netti: ‘Hayır! Sana normal doğum yaptırma hakkımı elimden alamazsınJ’ ve alamadım da dediği gibi normal doğum yaptım….
Doğum nasıl mı başladı? Bir sonraki yazıda…